UMRE FİYATLARI, ŞEVVAL UMRESİ, TAM RAMAZANŞEVVAL UMRESİ, UMRESİ 2024, Ramazan Umre Fiyatları 2024, RAMAZAN UMRESİ 2024, Hac Umre, Diyanet Umre, Diyanet Onaylı Umre,

UMRE FİYATLARI, ŞEVVAL UMRESİ, TAM RAMAZAN UMRESİ 2024, Ramazan Umre Fiyatları 2024, RAMAZAN UMRESİ 2024, Hac Umre, Diyanet Umre, Diyanet Onaylı Umre,

UMRE FİYATLARI, ŞEVVAL UMRESİ, TAM RAMAZAN UMRESİ 2024, Ramazan Umre Fiyatları 2024, RAMAZAN UMRESİ 2024, Hac Umre, Diyanet Umre, Diyanet Onaylı Umre,

UMRE FİYATLARI, ŞEVVAL UMRESİ, TAM RAMAZAN UMRESİ 2024, Ramazan Umre Fiyatları 2024, RAMAZAN UMRESİ 2024, Hac Umre, Diyanet Umre, Diyanet Onaylı Umre,

UMRE FİYATLARI, ŞEVVAL UMRESİ, TAM RAMAZAN UMRESİ 2024, Ramazan Umre Fiyatları 2024, RAMAZAN UMRESİ 2024, Hac Umre, Diyanet Umre, Diyanet Onaylı Umre,
UMRECİLERİMİZİN DİKKATİNE 2024 ŞEVAL UMRE TURU KONTENJANLARIMIZ SINIRLI OLDUĞUNDAN TURLARIMIZ ÇOK ÇABUK DOLMAKTADIR... KESİN KAYIT YAPTIRMAKTA LÜTFEN ACELE EDİNİZ... TÜRKİYE'NİN HER YERİNDEN KAYIT YAPTIRARAK ŞEVAL UMRESİ TURLARIMIZA KATILABİLİRSİNİZ... PLANLANMIŞ EN YAKIN 2024 UMRE TUR TARİHLERİ: ✔️"17 NİSAN 2024 ŞEVVAL UMRESİ"✔️...
Diyanet İşleri Başkanlığı Onaylı Hac Fazilet Turizm Türsab Dijital Doğrulama
MAKAM-I İBRAHİM

Makam-ı İbrahim


Makam-ı İbrahim

MAKAM-I İBRAHİM

 "Onda apaçık deliller, Makam-ı İbrahim vardır. Oraya kim girerse, güven içinde olur. Yolculuğuna gücü yetenlerin haccetmesi, Allah’ın insanlar üzerinde bir hakkıdır. Kim inkâr ederse (bu hakkı tanınmazsa), şüphesiz Allah bütün âlemlerden müstağnidir. (Kimseye muhtaç değildir, her şey O’na muhtaçtır.) 3/ÂLİ İMRÂN-97"

 

Allah'a kulluk amacıyla yapılan ilk mabedin Ka be olduğu bildirildikten sonra orada apaçık işaretler ve İbrahim'in makamı bulunduğu belirtilir (Al-imran 3/97). Diğerinde ise makam-ı İbrahim'in namazgah edinilmesi istenir (el-Bakara 2/125). Rivayete göre Hz. Ömer makam-ı İbrahim'in özellikle namaz kı­ lınacak bir yer olmasını dilemiş, bunun üzerine ikinci ayet nazil olmuştur (Buhari, "Şalat", 32; Müslim, "Feza'ilü's-sahabe", 24). Resul-i Ekrem, Veda haccında Kabe'- yi tavaf ettikten sonra makamın arkasında iki rek'at namaz kılmış ve bir rivayete göre ilk rek'atında yukarıdaki ayeti okumuştur. (Buhari. "Şalat", 30). Bu ise o mekanın veya taşın Bakara süresindeki ayette sözü edilen makam-ı İbrahim olduğunun delili sayılmıştır. Mücahid b. Cebr ve Katade b. Diame'ye göre üzerinde Hz. İbrahim'in ayak izleri bulunan taş AI-İmran'daki ayette sözü edilen açık alametJerdendir. Bazıları "açık alametler"den maksadın bundan ibaret olduğu görüşündedir (Taberl, IV, I I. I 2, 14).


Ancak makam-ı İbrahim'den kastın hac sırasında durulan bütün mekanlar yani Arafat, Müzdelife ve cemreler (Mina) ya da sadece Arafat olduğunu söyleyenler de vardır (a.g.e., ı. 534-536). Bir rivayete göre Hz. İbrahim. oğluna karşılık olarak gönderilen kurbanı ( es-Saffat 37/1 07) makam-ı İbrahim'de kesmiştir (a.g.e., XXIII. 86). Umumiyetle kabul edildiğine göre Makam-ı İbrahim, Kabe'nin inşası sırasında Hz. İbrahim'in iskele olarak kullandığı ve üzerinde davet görevini ifa ettiği taştır. Çok hafif sarı ve kırmızı karışımı beyaza yakın bir rengi olan taşın kalınlığı 20 cm. olup kenar uzunluklarından biri 38, diğerIeri 36'şar santimetredir. Üstünde İbrahim'in ayak izleri olarak kabul edilen, 1 cm. arayla iki çukurluk bulunmaktadır. Bunlardan biri 1 O, diğeri 9 cm. derinlikte olup tabanda 22 cm. uzunlukta, 11 cm. genişlikte iken yukarıya doğru genişleyerek 27 cm. uzunluğa ve 14 cm. genişliğe ulaşmaktadır. İbn Abbas'tan nakledildiğine göre nübüvvetten önce Kureyşli’ler, bir kadın kahine giderek kendilerinden kimin ayak izinin makam-ı İbrahim'dekine daha çok benzediğini sormuşlar, o da Kureyşliler'i kum veya yumuşak toprak üzerinde yürütmüş , sonunda henüz yirmi yaşlarında olan Hz. Muhammed'i göstererek onun ayak izlerinin benzediğini söylemiştir (Müsned,1.332; ibn Mace. "Ahkam" , 21 ).

 

Hz. Peygamber'in amcası Ebu Talib'in "1/Kaside-i Lamiyye’sinde yemin ettiği şeyler arasında İbrahim'in ıslak ayakla bastığı taş da yer almaktadır (ibn Hişam, ı. 272 vd.). Kaynaklarda makam ı İbrahim'de bulunan bazı yazılardan söz edilir. İbni İshak'ın naklettiğine göre bu yazılarda Mekke'nin kutsiyeti, rızkının üç yerden geldiği, onun saygınlı­ğını ilk ihlal edenin Mekke yerlileri olmayacağı yazılıdır ( es-Slre, s. 86; krş. Abdürrezzak es-San 'ani, V, 149)) Makam-ı ibrahim'in seller yüzünden zaman zaman yerinden sürüklendiği ve Kabe duvarına kadar gittiği anlaşılmaktadır. Onu günümüzde bulunduğu yere ResuI-i Ekrem'in mi yoksa Halife Ömer'in mi getirdiği konusunda farklı bilgiler vardır. Bazı rivayetlere göre Hz. ibrahim, Resulullah ve ilk halifeler zamanında da bugün bulunduğu yerdeydi. Hz. Ömer döneminde sel suları Makam-ı İbrahim'i Kabe duvarının dibine kadar sürüklemiş ve halife onu tekrar eski yerine koymuştur. Taşın daha önce Kabe 'ye bitişik olduğu ve orada namaz kılanların tavafı engellediğini gören Hz. Ömer tarafından bugünkü yerine getirildiği de rivayet edilir (Bekdaş, s. ı 06 vd.). Mescidde yapılan imar faaliyetleri sırasında Kabe'nin içinde muhafaza edilen Makam-ı İbrahim. 318 (930) yılında Karmatiler'in zararından korumak amacıyla Kabe hizmetiileri tarafından saklanmış, daha sonra yerine konulmuştur.

 

Bu makam için ilk mahfaza Abbas! Halifesi Mehdi-Billah zamanında yapılmıştır (161/777-78). Halife Mütevekkil-Alellah. 8000 miskal altın ve 70.000 dirhem gü- müşle eskisinin üzerine yeni bir mahfaza yaptırmışsa da (236/850) Mekke Valisi Ca'fer b. Fazi ile Muhammed b. Hatim mahfazayı sökerek para bastırmışlardır. Mehdi- Billah'ın yaptırdığı mahfaza 255 (868-69) veya 256 yılına kadar yerinde kalmış. ardından bu haliyle demir bir kubbe içine alınmıştır.

 

Daha sonra makam-ı ibrahim'in etrafı dört mermer direk ve demir şebeke ile çevrilmiştir. iki direk daha Makam-ı ibrahim’e  ilave edilerek üstü kornişte kavisli dirseklerle genişletilmiş. saçaklı bir çatıyla örtülmüş, üzerine gelen kısmı kübik olarak biraz yükseltilip üstüne soğan şeklinde küçük bir kubbe yapılmıştır.  Memlük ve Osmanlı sultanları zaman zaman bu maksüreyi imar etmiş veya yeniletmiş­ lerdir. Kitabelerde Yavuz Sultan Selim ve lll. Murad'ın adları da geçmekteydi. Maksüre ile Kabe duvarı arasında 15.40 metrelik bir mesafe bulunuyordu. Suudi idaresi zamanında Faysal döneminde sözü edilen yapı kaldırılıp yerine halen mevcut altıgen şeklinde camekanlı yapı konulmuş. üzeri ise tamamen açılmıştır. iki rek'atlık tavaf namazının Makam-ı İbrahim'in arkasında kılınması ve Mescid-i Haram'da cemaatle namaz kılınırken imamın bu makamda durması müstehap kabul edilmiştir. Mekke'de görülen davalarda davacılara yaptırılacak yemin Ka’be ile bu makam arasında icra edilirdi (Şam. V. 288; VII, 34). Cahiliye döneminde put olarak tapınılmamış olan Makam-ı İbrahim'e müslümanların saygı göstermesi bazı müsteşriklerce iddia edildiği gibi putperestlik geleneğinin bir kalıntısı oluşundan değil. vahye dayanan üç büyük dinin hürmet ettiği Hz. ibrahim'den bir hatıra olması ve Kur'an'da adının geçmesinden dolayıdır.

 


< Umre Ziyaret Yerleri Sayfasına Geri Dön